2 Haziran 2014 Pazartesi

Sovyet Bilim Adamının Sıradışı Deneyi

Sovyet bilim adamı , transplantasyon öncüsü ve uzmanı Vladimir Demihov organ nakli konusunda tarihteki en sıradışı bilim adamı sayılmakta. 1930'larda 1950'lerde yaptığı inanılmaz deneylerle özellikle de Köpekler üzerindeki çalışmalarıyla tanınmış bir isim.



 

Delilikle Dahilik sınırlarında yaşayan çılgın bilim adamı ; 1954 yılında Bir köpek yavrusunun başını, ön ayaklarıyla birlikte yetişkin bir köpeğe naklederek çift başlı köpek elde etmiştir. 







Yarattığı bu 'Canavar' 1 aydan az yaşamıştır. Nakledilen köpek yavru olduğu için yetişkin ev sahibi köpeğin kalbi iki başa da yeterli kanı pompalayabilmekteydi. Her iki baş da ayrı ayrı süt içebilmekte, hatta birbirlerinin kulaklarını ısırabilmekteydi. 



O günün şartlarında yeni bir organı bedenin hemen kabul etmediği ve bağışıklık sisteminin yeni organı vücut kabul edene kadar geçici olarak zayıflatıldığının bilinmediği düşünüldüğünde yapılan operasyonun tarihi bir öneme sahip olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Köpekler daha sonra tıp tarihine Frankeştayn'ın Köpekleri olarak geçmiştir. 








Dr. Demikhov çalışmalarına bir köpeğe yapay kan pompalayıcısı takarak başlamıştır. Ardından bir köpeğin göğsüne ikinci bir kalp takarak devam etmiştir. İkinci kalp için akciğerin bir bölümünü çıkarmıştır. İkinci kalp ritmini koruyarak orijinal kalpten bağımsız atmaya devam etmiştir. Sürekli denemelerin ardından iki kalpli köpekler iki buçuk ay yaşayabilmeye başlamıştır. Bazen orijinal kalp çalışmayı kesiyordu ve sonradan nakledilmiş kalp durana kadar vücudu idare ediyordu.




Demilhov'un en çılgın deneylerinden birisi de kendi hazırladığı makinasına hortumlarla ( yapay damarlarla ) bağladığı sadece kafası olan köpekleri yaşatmasıydı.. Yapay vücut görevi yapan makinalarına Köpeğin sadece kafasını entegre ederek onun yaşamını devam ettiriyordu..


Deneylerinin görüntülerini izlediğimizde ; sırf kafa halinde yaşayan bir canlının nasıl yaşayacağını veya bir başkasının vücudunda yaşamanın neler düşündüreceğini neler hissettireceğini düşünemeden edemiyorsunuz..
Bunun bir insan kafası olabileceğini düşününce 'Acaba Etten Robotlar Mıyız ? '
sorusunu düşünmeden edemiyor insan.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder